Boğaları Tanıyalım

Merhaba Arkadaşlar,
Burçlar kuşağına boğa burçlarıyla devam ediyoruz. Güneş ilkbaharın ortalarında boğa burcuna girer. Koçun başlattığı baharın devamlılığını boğa sağlar. Bahar artık bahar olmuş, coşkunun yerini huzur almıştır. Gündüzler gecelerin önüne geçer, doğa bolluk ve bereket vermektedir. Boğalar kendi bereketlerinin içinde doğmuşlardır. Boğalar üretir ve süreklilik sağlar. Boğalar sabittir. Venüs boğada yönetici, Ay boğada yücelen durumdadır.
Boğa dendi mi akla inatçı, kaprisli ve alıngan gibi olumsuz ifadeler gelebilir. Sanmayın ki bunlar boğaları öfkelendirir, çünkü her zaman yaptıkları gibi işlerine gelmeyeni duymazdan gelirler. Onların bir bildikleri mutlaka vardır, onlar her zaman haklıdır. Dünya kadar karmaşık bir yeri boynuzlarının üzerinde taşıdıklarını düşünüldüğü zaman da haklı olma payları vardır diyelim. (Boğaların boynuzları üzerinde dünyayı taşıdıkları söylenir.) Kolay alınmalarına rağmen hemen tepki vermezler. Kızgınlıklar ve kırgınlıklar söylenmeye söylenmeye boğazlarında düğüm olarak kalır. Sonra acısı boğaz veya boyun hastalıklarıyla kendini gösterir. Neyse ki boğalar güçlüdür. Zor hastalanır ve kolay iyileşirler.
Boğa burçlarının uysal, evcimen ve düzeni sevdiği söylenir. Evet öyledir. Böyle denince kulağa rutin ve sıkıcı bir burçmuş gibi gelmesine rağmen, boğa kadar nevi şahsına münhasır az insan vardır. Boğalar kendi değerlerine sahip çıkarlar. Kuralları vardır ve bu kurallarıyla bir düzen yaratırlar. Bu sisteme herkesin uymasını beklerler çünkü bu kurallar kendi ve sevdiklerinin rahatını sağlamak içindir. Geleceğin güvende olması için düzen şarttır. Etrafında boğa olanlar farkında olmadan boğanın şartlarına ayak uydurur, boğanın verdiği koruyuculuğun ve pratikliğin tadını çıkarırlar. Boğalar verimlidir. Çalışırlar ve yaratırlar. El becerileri son derece gelişmiş olan boğalar, boğazlarına ve keyiflerine düşkün insanlardır. Bu ikisinin birleşimiyle boğaların lezzetli yemekleri ve keyifli sofraları çok meşhurdur. (Boğa erkekleri dahil) İşte bu boğalar o kadar çılgın ve hayat doludur ki, kendi içlerinde ve evlerinde düzenleri oturmuşsa, dünyanın en sıkıcı işini de yapsalar dünyanın en mutlu insanıdırlar. Çevrenize bakın göreceksiniz. Aksine içlerindeki ve evlerinde düzen olmadığında da bir o kadar mutsuzdurlar. Her ama her şeyde olduğu gibi bu da çift taraflıdır, uysal ve oturan bir boğa bir anında kızgın boğaya dönüşebilir… Ve öfkelendikleri zaman yer yerinden oynar! (Boynuzların üzerindeki dünya)
Boğalar hayatı devam ettirmek için üstlendikleri sorumlulukları başarılı bir şekilde yerine getirirler. Bu kolay bir sorumluluk değildir. Hayatın tam ortasındadırlar ve çevrelerinde olan bitene karşı son derece hassas ve duyarlıdırlar. Çok keskin bir adalet anlayışları vardır. Ne pahasına olursa olsun, her zaman ve herkese karşı doğru olanı savunurlar. Onlara “Doğrucu Davut” da diyebiliriz. Astrolojide kibirli olarak bilinen aslanlardır ama bir de boğaların böyle inceden inceye bir kibri vardır ki bir kez fark ettiniz mi çok keyifli olabilir, çünkü onu bile çok tatlı yaşarlar.
Para ve huzur kavramları konusunda kafaları karışık olan boğalar ara sıra hayata karşı karamsar ve umutsuz bakabilirler. Tam o sırada yapacakları en güzel hareket doğaya karışmak olabilir. Boğalar doğanın içinde var olur. Ağaçlara, hayvanlara ve gökyüzüne karşı şefkatlidirler. Doğanın güzelliklerinin tadını çıkartabilen burçlardır. Onları ıssız bir adaya koysanız da kendi kendilerine yapacak, oyalanacak bir uğraş bulurlar. Boğalar yoktan var etmeyi bilen burçlardır. Onların dünyayla özel bir ilişkileri vardır.
Aşk konusunda boğalar ince eler sık dokurlar. Boğalar yeni tanıştıkları insanlara karşı mesafeleri ve tedbirli davranırlar. İyi birer gözlemcidirler. Boğalara yaklaşmak için uzun bir flört döneminden geçip onların güvenini kazanmak gerekir. Sonra içlerindeki o neşeli ve samimi insanı tanıma şansına erişirsiniz. Boğalar sevdiklerini sahiplenirler. Sizi hep korur ve kollarlar. Verdikleri sözü tutar ve sizi hep dinlerler. Fakat karşı taraftan da aynı hassasiyeti beklerler. Boğalar için dokunmak önemlidir, bu yüzden herkesle temas kurmak istemezler.
Boğalar doğal güzelliği ve sadeliği tercih edeler. Zaten Venüs’ün çocukları olması onları zevk sahibi yapar. Boğalar kendilerini severler, kendilerine bakmayı, güzel giyinmeyi, ağızlarının tadını, nerenin temiz ve rahat olduğunu, evin hangi köşesinin kendi keyiflerine en uygun yer olduğunu bilirler. Keyiflerine karışmadığınız, düzenlerini bozmadığınız ve rutinlerine müdahale etmediğiniz sürece kendi içlerindeki güzellik ve bereketi verirler, verirler, verirler.
Venüs gezegeni Cuma gününü temsil ettiğinden mütevellit, özel günleri Cumadır. Ay ve Venüs’ün renklerini temsil eden renkleri ise; kahverengi ve yeşildir.
Etrafınızda boğa burcu olması size güven verir. Boğa burcu bir ebeveyn katı duruşunun altında; çocuklarına hep doğru yola gitmesini öğretir. Boğa arkadaşlar sizi hep korur, kollar. Boğa sevgilileriniz size hep güven verir. Boğa patronları size değerinizi fark ettirir. Boğa çocukları sorumluluklarını sizi üzmeden yerine getirir. Boğalara her türlü para veya yatırım işleri danışabilir, doğuştan birer muasabecidirler.
Şimdi boğaları oldukları haliyle sarıp sarmalama vakti! Onların en derinine inmek kolay değildir. Onların katı duruşunu biraz da olsa yumuşatmak için onları sevdiğimizi her fırsatta onlara hissettirelim. Hiç değiştirmedikleri fikirlerine saygı gösterdiğimizi dile getirelim. Alındıkları ya da öfkelendikleri zaman neyi gözden kaçırdığımızı düşünelim. Ve onlara bol bol sarılalım!
Boğa burçlarını kendi gözlemlerim ve astrolojiden öğrendiğim bilgileri harmanlayıp anlatmaya çalıştım. Siz de bir boğa burcuysanız ya da etrafınızdaki boğalarla ilgili fikirleriniz varsa paylaşabilirsiniz. Sorularınızı her zamanki gibi bekliyorum. Bir diğer burçta görüşmek üzere.
Unutmayın; birbirimizi sevmemiz için önce birbirimizi tanımamız gerek.
Sevgiler! 🙂

Koçları Tanıyalım

Merhaba Arkadaşlar,
Burçlar kuşağımıza zodyağın ilk burcu koçlarla başlıyoruz. Gündüzün en uzun olduğu gün 21 Mart’ta güneş koç burcuna girer ve ilkbahar başlar. Eski kültürlerden günümüze kadar gelen nevruz bayramı yeni bir yılın başlangıcı demektir. Güneş ekvatora dik açı ile gelerek her yeri aydınlatır. Doğanın uyanışı, çiçeklerin açması, günlerin uzaması koç burçlarındaki coşkuyu anlatır. Koçlar insiyatif alır ve başlatırlar. Koçlar öncüdür. Mars koçta yönetici, güneş yücelen konumdadır.

Şimdi bazılarınızın koçların ne kadar patavatsız, ukala ve bencil olduklarını söylediğini duyar gibiyim. Peki gerçekten öyleler mi? Burada koçlara bir söz hakkı düşüyor, fakat kendilerini savunma ihtiyacı duymayabilirler. Hatta bu sözlere gülebilirler bile. Hayır, ukala olduklarından değil; onlar kendilerinden emindirler. Kendi doğrularını yaparlar ve başkalarından çok akıl almazlar. Hayatı hep kendi deneyimleriyle öğrenmek ve yaşamak isterler. Koçlar kendi kendilerine yetebilen burçlardır.

Koçlar bir anda küser, sessizleşirler. Neye niçin kızdığını ya da kırıldığını anlayamazsınız. Ama onlar her şeyi sezgileriyle anlarlar. İçlerine attıkça atarlar. Koç kafa ve yüz bölgesini temsil eder. Koçların o kafalarında nelerle mücadele ettiklerini kimse bilemez. O yüzden pek meşhurdur baş ağrıları.  Bir de bencil derler koçlara. Bazıları kendi isteklerini ve sorunlarını konuşmaya o kadar alışmışlardır ki, kendi duygularından bahsetmeyen (belki de özenli bir yaklaşımla sorulmadığı için) koçlarda aslında kendilerini görürler. İletişimin önemli bir kuralı dinlemektir, koçlar da bunu çok iyi becerir. Tabii o an başka bir uğraşları yoksa. Çünkü koçlar yaptığı işleri tam konsantre olarak yaparlar. Ateş elementinden oldukları için anda kalmasını becerirler. Onlar hep o anı yaşarlar. Etrafında ne olup bittiğinin son derece farkındadırlar, çünkü yaşamda aktiftirler. Hayatta kalma gerektiğinin bilincinde olup, bunun için savaşırlar. Basit yani “simple” yaşayan burçlardır. Ne geçmişle ne gelecekle işleri yoktur. Karmaşadan uzaktırlar.

Koçlar boş yere konuşmaz. Konuştukları zaman da susmak bilmezler. Çok güzel başladıkları konuşmalarının devamını getiremezler. Zaten koçlar hevesle harekete geçer ama hemen sıkılıverirler. Konuşurlar çünkü yaşadıkları dünyada olup bitenler karşısında duyarsız kalamazlar. Coşkulu bir şekilde savundukları fikirler genellikle insanların, hayvanların ya da dış dünyanın haklarını savunmak içindir. Algıları çok kuvvetlidir ve etraflarındaki her şeyin farkında olmak isterler. Gördükleri her şey hakkında yorum yaparlar. Koçlar adildir ve bunun için kendilerini açıkça ortaya koyarlar.  Etrafta hararetli bir şekilde, kimseden çekinmeden fikirlerini ortaya koyan biri görürseniz bilin ki o koç burcudur. Koç cesurdur. Direkt ve hesaplamadan konuşması onu patavatsız gösterir. Aslında onlar neyse odur. İnsanların özel alanlarına girmez ve bu konular hakkında konuşmazlar. Yani dedikodu yapmazlar çünkü onlar gerekli olanla ilgilenirler.

Mars ona bitmek bilmeyen bir enerji, güneş ise amaç duygusu verir. Bu ikisinin birleşimiyle koçlar kendi istedikleri ve arzuladıkları ne varsa yaparlar. Üzerinde çok düşünmeden de olsa işe girişiverirler. Koçlar kendilerine güvenen insanlardır ve kendilerine çok düşkünlerdir. Kendilerine iyi bakar, sağlıklarına özen gösterirler. Aşk ise koçlar için çok önemlidir. Sevdiği kişide aradığı ilk özellik onunla konuşabilmesidir. Normal hayatında olduğu gibi ilişkisinde de hep heyecan ister. Bu yüzden sevgilisine jestler yapar ve bol sürprizli bir ilişkisi olsun ister. Risk alır ve ilk hamleyi cesurca atarlar. Karşısındakinin dürüst olmasını isterler. Kıskançlardır ama kıskançlık oyunlarına gelmezler.

Mars gezegeni Salı gününü yönetir ve ona kızıl gezegen denir. Bu yüzden koç burcunun uğurlu günü Salı ve rengi kırmızı ve tonlarıdır.

Etrafınızda koç burçlarının olması sizi daha güçlü kılar. Koç bir ebeveyn çocuklarına tek başına güçlü olması gerektiğini öğretir. Koç arkadaşlarınız sizi hep motive eder. Koç sevgilileriniz sizi güzelce dinler. Koç patronları sizi hedefe yönlendirir. Koç çocukları size en küçüklüklerinden olgun olabileceklerini gösterirler. Belki bu yüzden koçların içindeki hiç büyümeyen bir çocuk vardır.

Koçlar nasıl bizi olduğumuz gibi kabul ediyorsa biz de onları oldukları gibi kabul edelim. Söyledikleri laflara alınmayalım, aksine samimi bir şekilde konuştukları için pür dikkat dinlemeye çalışalım. Eğer onlarla birlikte çalışıyorsak bir işe başlamadan önce onların göz ardı ettiği ayrıntıları ve detayları onlara gösterelim. Onların pek dile getirmediği hislerini dinlemeye hatta duymaya çalışalım. Hiç konuşmuyorlarsa yazı yoluyla iletişim kurmaya çalışalım.

Unutmayın; birbirimizi sevmemiz için önce birbirimizi tanımamız gerekir. Sevgiler! 🙂