Hayat Bir Aynadır- İlişkilerimiz

Hayatın bir ayna olduğunu düşünürsek, karşımıza çıkan herkesin bizim bir yansımamız olduğunuz varsayabiliriz. Evet, bu o yalancıysa siz de yalancısınız demek. Çünkü kendinize yalan söylüyorsunuz. Güvenmediğiniz insanlardan uzak durmamak kendinize yaptığınız en büyük kötülük. Ondan emin değilseniz, kendinizden emin değilsiniz demek. Çünkü duygularınızı yeterince dinleyip ona göre hareket etmiyorsunuz. Bugün artık kendinizi dinleme ve en önemlisi duyma vakti. İçinizde bağıran, ağlayan, korkan ve sizi çeken sese kulak verin. Belki bunu yapmaya alışkın değilsiniz, belki küçükken bu gibi zamanlarda sizi dinleyen, size sarılan biri olmadı yanınızda. Olsun, şimdi siz varsınız. Zaten var olduğunuz için bunu yapmalısınız. Siz varsınız! Sizin bir bedeniniz, duygularınız, içgüdüleriniz, değerleriniz, inançlarınız, aklınız ve en önemlisi verecek sevginiz var. Ne olur enerjinizi düşüren olayların ve insanların içine çekilmeyin. Kendinize değer verin. İçinizde hissettiğiniz, karşınızda gördüğünüz, şikayet ettiğiniz, sizi durduran her olumsuz his sizin gölgeniz. Gölgenizden kaçmayın, onların derinine inin. Adı üstünde: gölge. “Bir anlamda var, bir anlamda yoklar.” (Osho- Yakınlık)

Şimdi size yapmayı çok sevdiğim, sevdiklerime de yaptırdığım bir uygulama vereceğim. Eşiniz, arkadaşınız veya patronunuzla ilişkinizi düzeltmek için yapabilirsiniz. Yazar ve onun öğrencisi Aykut Oğut kitaplarında kısaca diyor ki: “İlişkilerimizde gizli anlaşmalar yaparız. Mesela siz patronsunuz. Çalışanınız hep geç kalıyor ve bir şey demiyorsunuz. O zaman çalışan ‘zaten bir şey demiyor, o halde hep geç kalabilirim’ der. İşte bu bir gizli anlaşmadır. Sizi rahatsız eden sessiz anlaşmanın ne olduğunu bulduğunuzda yok farz etmeyin. Bu anlaşmada yaşadığınız tatminsizliği belirtin ve yeni bir anlaşma yapma niyetinde olduğunuzu söyleyin. Hayatınızda yapacağınız en önemli anlaşma kendinizin KİM OLACAĞINA dair verdiğiniz karardır. Hayatta deneyimledikleriniz ise kendinize dair hissettiklerinizin yansımasından başka bir şey değildir. Başkalarıyla yaptığınız her türlü anlaşma, aslında o ilişkide kim olacağınıza karar vererek kendinizle yaptığınız bir anlaşmadır.”

Sorular:
– Bu ilişkiyi benim için sorunlu hale getiren nedir?
– Bunu dert etmekten vazgeçsem ne olur? Sorun yok olur mu?
– Onun davranışları artık beni etkilemese ben kim olurdum?
– Bu ilişkide artık kurban olmamayı ve güçlü olmayı seçsem ben kim olurdum?
– Bu ilişkinin tamamen dışına çıksam, ilişkiye dışarıdan bakabilsem, bu ilişkinin nasıl olmasını isterdim?
– Bu sorunu hayatına davet eden kişi olarak ben kimim?
– Bu insanla nasıl bir sessiz anlaşma yapmış olabilirim?
– Bu sorunla artık yaşamamaya karar verirsem ben kim olurdum?

Bu soruları cevapladıktan sonra yeni bir anlaşma yapabilirsiniz. Anlaşma: görüş uyumu demektir. “Yeni anlaşmada sunmanız gereken ilişkide yeni olmayı seçtiğiniz siz, pazarlığın diğer yarısı ise bu yeni anlaşmada karşı taraftan istediklerinizdir.” Zaten bu uygulamayı yaptıktan sonra karşı taraf ile eğer hala ilişkiniz sürsün istiyorsanız onu tehdit ederek değil, aksine sevgiyle bir anlaşma yapmak isteyeceksiniz. Çünkü o sırada siz kendinizi seviyor olacaksınız. Zaten ilişkinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için önce o ilişkiyi gözden çıkartmayı göze almanız gerekir. Tabii ki hem Aykut Oğut’un, hem Darel Ruthelford’un kitaplarını (Çözüm Olmak) size ısrarla tavsiye ediyorum. Ben sadece bir özet yapmaya çalıştım. Size de bana iyi geldiği gibi iyi gelirse ne mutlu bana. Geleceğine de eminim.

Yazımı bitirirken yaşadığımız her şeyin bizim için bir öğreti olduğunu hatırlatmak isterim. Neden 80 yaşında değil de, bir bebek olarak dünyaya geliyoruz? Çünkü bu dünyaya tekamül için geliyoruz. Tekamül ise; gelişmek demek. Hem ruhsal, hem fizyolojik olarak. Yaşamlarımızın kıymetini bilmemiz ve bütün doğumların sancılı olduğunu unutmamamız dileğiyle. Hoşça kalın!

Yorum bırakın